İçişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı destekleriyle akademisyenler, Şanlıurfa ile Adıyaman arasında 55 kilometreyi kapsayan Bozova Fay hattında araştırma ve inceleme çalışması yürütüyor. Proje kapsamında jeoloji mühendislerinin de içerisinde yer aldığı 10 kişilik akademisyen heyeti, Şanlıurfa ve Adıyaman arasındaki Bozova Fayı’nda 5 bölgede kazılan yaklaşık 2 metre derinliğinde 7 metre uzunluğundaki hendeklerde akademik araştırma ve incelemelerde bulunuyor.
Yayınlanma:Güncelleme:36 views
AFAD ile Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Türkiye Diri Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi” projesi, TÜBİTAK tarafından yürütülüyor.
Proje kapsamında jeoloji mühendislerinin de yer aldığı 10 kişilik akademisyen heyeti, Şanlıurfa ve Adıyaman arasındaki Bozova Fayı’nda 5 bölgede kazılan, yaklaşık 4 metre derinliğinde 12 metre uzunluğundaki hendeklerde araştırma yapıyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Sümer, fay hattında gazetecilere, yaklaşık 20 yıldır deprem konusunda çalışma yaptığını söyledi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından hızlanan proje kapsamında çalışma yürüttüklerini vurgulayan Sümer, “Yaklaşık 25 kuruldan 100’ü aşkın bilim insanın çalıştığı çok büyük bir proje. Hatta dünyanın en büyük paleosismolik projesi diyebiliriz. Paleosismolik, fayların geçmişine bakarak ileride nasıl bir deprem üretecekleriyle ilgili bir yaklaşım sergileyen bilim dalıdır.” dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi yürütücülüğünde öncelikle Bozova Fayı’nı çalıştıklarını anlatan Sümer, şöyle konuştu:
“Bu önemli, çünkü Atatürk Barajı’na yakın bir fay. Uzunluğu itibariyle 55 kilometrelik bir fay ve 7 şiddetine varan bir deprem üretebilir. Atatürk Barajı’na etkisiyle ilgili önemi dolayısıyla biz öncelik olarak Bozova Fayı’nı öne çektik. Bu fayın geçmişini anlamaya yönelik bir sene önce bilimsel çalışmalar başlattık. Yaklaşık bir aydır burada 5 farklı alanda çalışıyoruz. Bizim hendek dediğimiz kazılar yaparak, fayın içine bakarak, o fayın deprem tarihçesi ile ilgili veriler elde ediyoruz. Bu projenin sonucunda, 8-9 ay sonra laboratuvar çalışmaları da bittiğinde, biz bu fayla ilgili çok daha fazla bilimsel veriye sahip olacağız.”